Türkiye Metal Döküm Sanayisini Yılın İkinci Yarısında Neler Bekliyor ? Dökümcü Üyelerimiz Cevaplıyor...

Covid-19 pandemisiyle birlikte Metal Döküm Sektöründe 2020 yılının son çeyreğinde kendisini hissettiren ve 2021 yılında artarak devam eden “ana girdi fiyatlarındaki dalgalanmalar” sektörde gündemin ana belirleyicisi durumuna geldi. Türkdöküm, Ocak 2021 tarihinde konuyla ilgili tüm paydaşların katılımıyla özel bir dosya hazırlayarak ana girdi fiyatlarındaki dalgalanmaları ve üretime olası etkilerini mercek altına almıştı.

Ana girdi maliyetlerindeki artışların yanında son dönemde bazı ürünlerin temininde yaşanan sıkıntıların döküm üretimini ne yönde etkilediğini ve sektörü gelecekte nelerin beklediğini TÜDÖKSAD üyelerine sorduk. 

Covid-19 pandemisiyle birlikte tüm sanayi sektörlerinde olduğu gibi Metal Döküm Sektörü ana girdi fiyatlarında da önemli artışlar yaşandı. Bu fiyat dalgalanmalarının nedenini sorduğumuz üyelerimizin ortak kanaati arz/talep arasındaki büyük dengesizlik... Ana girdilere olan talebin yüksek olması tüm dünyada fiyatların yükselmesine ve ürün temininde sıkıntılara yol açıyor.

Pandeminin ilk döneminde kapanmalardan dolayı hammadde tedarikinde kabul edilebilir lojistik sorunlar yaşanmıştı. Metal Döküm Sektöründe, özellikle bazı ürünlerin temininde ise sorunlar devam ediyor.

Yükselen girdi fiyatlarını Metal Döküm Sanayimiz satış fiyatlarına kısmi olarak yansıtabiliyor. Burada en önemli sorun, bu yansıtmanın gecikmeli olması… Artan maliyetlerin aynı dönem ve aynı ölçüde yansıtılamaması sektörü, finans kaynak ihtiyacı konusunda sıkıntıya sokuyor.

Sektörde tedarik ve üretim tarafında yaşanan tüm bu sorunları, verdikleri cevaplarla şeffaf bir şekilde değerlendiren üyelerimize teşekkür ediyoruz.

Niyazi Akdaş – Akdaş Döküm Yönetim Kurulu Başkanı

Ana Girdi Ürünlerimiz için Teklif Veren Firma Sayısı Çok Azaldı

Pandemi döneminde ürün tedarik süreçlerimizde bir sıkıntı yaşamadık. Fakat örneğin eskiden sekiz firmadan teklif geliyorken şimdi ancak üç firmadan teklif alabiliyoruz.

Ana girdi maliyetlerinde ise en az yüzde 25 oranında artış gerçekleşti. İhracatçı firma olmamız ve fiyatlarımızın döviz cinsinde olması nedeniyle en az etkilenen firmalardan biri olduk.

Pandemi dönemiyle birlikte bazı ürünlerin temininde sorun yaşanıyor. Ancak özellikle bir üründen bahsetmek mümkün değil. Teklif veren firma sayısı bu dönemde azaldı. Bunun büyük nedenlerinden biri; firmaların yüklü alım yapamaması kaynaklı… Dolayısıyla bizim gibi büyük alım yapan firmaların isteklerini karşılayamıyorlar. 

Yükselen girdi fiyatları, ihracat oranımızın yüksekliğinden dolayı şimdilik bize bir sıkıntı yaratmıyor. Ancak tedarikçi firma sayısındaki düşüş aralarındaki rekabeti azaltacağından fiktif fiyat artışları ile karşı karşıya olma tehlikesini yaratabilir.

 

 

Serhat Adışen – Akmetal Metalurji Satış Müdürü

Ana Girdi Maliyetlerindeki Değişimler Üretim Maliyetlerimizi ve Kazancımızı Doğrudan Etkiliyor

Pandemi nedeniyle azalan hammadde üretimi sonucunda dalgalanan fiyatlar ve lojistik konusunda yaşanan olumsuzluklar malzeme tedariki konusunda sıkıntı yaşamamıza neden oluyor. Özellikle hurda sağlayıcılar, malzeme tedarik ettikleri firmaların az üretim yaptıklarını veya iş durdurma yaşadıkları için hurdanın çıkmadığını ya da çok az çıktığını belirtiyorlar. Bu nedenle de hurdada ani fiyat artışları oluşuyor; bu da pazarlık yapma şansınızı azaltıyor.

Aldığımız bazı siparişler 2022 yılında teslimatı yapılacak ürünleri içeriyor. İleri dönemde ana girdi maliyetlerinde oluşacak değişimler üretim maliyetlerimizi ve kazancımızı doğrudan etkilemekte; bazen müşteri ile siparişte anlaştığımız fiyatlar üzerinden yeniden değerlendirme yapmamıza neden olmakta… Bazı müşterilerimiz konuyu anlayışla karşılayıp, imkânları varsa teklifimiz karşısında gerekli düzeltmeyi yapmayı kabul etseler de çoğu zaman pek hoş karşılanmıyor ve teklifimiz kabul edilmiyor.

Ürün Temininde Gecikmeler Yaşandı

Ürün temini konusunda şu ana kadar bir sıkıntı yaşamadık. Ancak tedarikçilerimizin eksik kapasite çalışmaları üretim gecikmesine sebep olduğu için zamanında teslimat konusunda sıkıntılar yaşadık.

Daha önce de belirttiğim gibi bazı müşterilerimize bu değişimleri açıkladığımızda anlayışla karşılayıp kabul etmelerine rağmen genellikle artan rekabet ortamı ve düşük fiyat baskısı nedeniyle müşterilerimiz artan fiyatlarımızı hoş karşılamıyorlar ve bu durumun gelecekte sipariş kayıplarına neden olabileceğini düşünüyorum.

 

Mehmet Ali Acar – Ardemir Döküm Yönetim Kurulu Başkanı

Dünya zor bir dönemden geçiyor Sektörümüzün Desteklenmesi Gerekiyor

Dünyada tedarik zincirinin kırılması ne yazık ki tedarik problemlerine yol açıyor. Tüm dünyada gerek lojistik maliyetleri gerekse üretim maliyetlerinde oluşan fiyat artışları enflasyon yaratmaya başlayınca özellikle üretici ülkelerin içerideki fiyat artışlarını dizginlemek için ihracat ürünlerine vergiler veya kısıtlayıcı önlemler uygulamaya başladı Bu da bizler gibi ithalatçı ülkelerde ciddi fiyat artışlarına sebep oluyor. Ayrıca lojistik maliyetleri de hammaddeler üzerinde ciddi fiyat artışları getiriyor.

Girdi Fiyatlarındaki Artışları Müşteriye Yansıtmaya Çalışıyoruz

Döküm, imalat süreci uzun bir iş kolu… Müşteri siparişinden sonra gelen hammadde fiyat artışları müşteriye yansıtılamıyor. Bu durum zaman içinde firmalarımızın sermaye yapılarında ciddi erozyona sebep olacak. Ayrıca hammadde fiyatlarındaki artışları yayınlayan CAEF gibi kurumlar bu artış miktarlarını sonraki ayın 15’inde yayınlamakta… Bu durum oluşan artışların müşteriye ortalama 30 günde yansıtılması demektir ki ani artışların yaşandığı bu dönemde firmalarımızı zor durumda bırakıyor. 

Pandemi başladığından bu yana ürün temininde sorun yaşanmıyordu ancak son dönemde hurda ve reçine gurubunda malzeme temini konusunda sıkıntı yaşanıyor.

Gelen zamlar müşterilerimize aynı oranda olmasa da yansıtılmaya çalışılıyor. Ama yukarıda bahsettiğim gibi bu artışları ne yazık ki geriden yapmak zorunda kalıyoruz. Bu da ciddi sermaye erozyonuna sebep oluyor. Ayrıca devam eden projelerde müşteriler bu zamları kabul etmekte zorluk çıkarabiliyor veya bir kısmını kabul etmiyor.

Dünya zor bir dönemden geçiyor ve bundan her sektör belli oranlarda etkilendiğini söyleyebiliriz. Firmalarımızın bu dönemde desteklenmesi zaruri bir hal almıştır. Devletimizin özellikle imalat sektörüne vereceği destekler uzun vadede kazanılmış pazarların kaybedilmemesi için gereklidir. Sektörümüzün de bu dönemde lojistik avantajlarını kullanarak özellikle yakın pazarlarda yeni müşteriler bulma konusunda azami çaba göstermesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Emin Uğur Yavuz – Ay Döküm Yönetim Kurulu Başkanı

Üretimde En Büyük Handikap, Tahmin Edilmeyen Sipariş Artışları Olacak

Hem fiyat artışları hem de tedarik sorunları ile beraber çok riskli bir döneme giriyoruz. Maliyetler tahminimizden çok arttığı için bu geçiş döneminde müşterilerle yakın teması ve diyaloğu ön plana çıkarmayı ve önemli değişimleri anında müşterilerle paylaşmayı ihmal etmemeliyiz.

Çalıştığımız sektörler ve müşteriler nedeniyle üretimi durdurmak, ancak son seçenek olur. Stoklu çalışarak hem fiyat artışlarından daha az etkilenmek hem de bir tedarik sıkıntısından kaçınmak gibi bir yol izliyoruz. Üretimde en büyük handikap müşterilerin aynı zamanlarda, tahmin edilemeyecek oranda sipariş artışları olacaktır.

Üretimi Aksatacak Bir Temin Sorunu Yaşanmadı

Tedarik sorunu zaman zaman sfero pikte, bazen de bazı reçinelerde geçici olarak yaşansa da üretimi ciddi olarak aksatacak boyutlarda olamamıştır. Ödünç alıp verme mekanizmasının hala var olması sorunların büyümesini engellemiştir. Bu sorunun birçok kaynağı olabiliyor. Pandemi bunlardan biri olup, bir diğeri arz/talepteki ani değişimlerdir. 

Yükselen girdi fiyatlarını, kendi satış fiyatlarımıza, geçmiş üç ay ortalamalarının eskalasyonu olarak, iç pazarda ve dış pazarda, zor da olsa şimdilik yansıtabiliyoruz. Bu arada ferro alyajlar ve reçineler gibi malzemelerin fiyatları döviz bazında çok yüksek oranda artış göstermiş olduğundan ve bu kalemleri daha önce öngöremediğimizden, eskalasyonlara bunları şu anda yansıtamıyoruz.

Navlun fiyatlarındaki artış bir başka sorun olarak çıkıyor karşımıza… Yakın pazarlarda yüzde 30 civarındaki artış, özellikle deniz aşırı pazarlarda yüzde 300- 400 civarına çıkıyor. Özellikle deniz aşırı artış için force major kuralları geçerli olacak şekilde müşterilerle temasa geçilmelidir.

Artışlar durmadığı takdirde yeni artışları ne kadar yansıtabileceğimiz konusunda pek iyimser olmamakla beraber, her şekilde işletme sermayesi artışlarının getirdiği finansman sıkıntısının ve kâr marjı düşüşlerinin kendisini hissettireceği bir durumla karşılaşmamız kaçınılmaz görünüyor.

 

Emre Giray – Demisaş Döküm Genel Müdürü

Maliyet Artışı ve Tedarik Sorunları Kısa Süreli Olmayacak

Girdi maliyetlerindeki dalgalanmalar ve tedarik sorununda iki boyut var. Birincisi yılbaşından bu yana tüm girdi maliyetlerindeki yüksek artış; pik, hurda, kok gibi ana girdilerimizin yanında bakır, kalay, silis gibi tüm ikincil hammadde fiyatlarında da çok yüksek artışlar yaşadık. Bunların yanında reçineden ambalaj malzemelerine kadar tüm yardımcı malzemelerde de müthiş maliyet artışlarıyla karşı karşıyayız. Bir de tabii navlun maliyetleri tarafı var. Bu artış hem hammadde tedarikimizi etkiliyor hem de müşteri sevkiyatları tarafını etkiliyor. Mayıs ayından bu yana oldukça yüksek seyreden elektrik piyasa takas fiyatını da düşündüğümüzde girdi maliyet artışlarının gerçekten endişe verici bir boyutta olduğunu görebiliriz. Sorunun ikinci boyutu ise bulunabilirlik… Yukarıda bahsettiğim maliyet artışlarına ek olarak bazı malzemelerin bulunabilirliğiyle ilgili de sıkıntı yaşanıyor. Örneğin sfero piki diye tabir ettiğimiz kaliteli pik tedarikinde ya da döküm koku tedarikinde dönem dönem sıkıntılar yaşanıyor.

Maliyetleri Satışlarımıza Yansıtmak Zorundayız

Ticari tarafta, bu artışları satış fiyatlarımıza aynı dönemde ve aynı ölçüde yansıtamazsak dökümhanelerimizi sıkıntıya sokarız. Öte yandan yükselen maliyetler finans kaynak ihtiyacını da artırıyor; kredi maliyetlerinin yüksek olduğu böyle bir dönemde işletme sermayesi finansmanını da zorluyor. Teknik taraftaysa istenen malzemenin bulunamadığı durumlarda daha düşük kaliteli malzeme kullanmak durumunda kalabiliyorsunuz. Bu da parça kalitenizi etkileyebiliyor. Bu durumda fire oranınızın artması ya da müşteri nezdinde prestij kaybı gibi sorunlar yaşayabiliyorsunuz.

Bu dönemde en çok pik demir ve hurdada temin sorunu yaşandığını görüyoruz. Malzeme arzının azalıp talebin çoğalması ile dengesiz bir durum yaşanıyor. Bu durum, yakın gelecekte de çözülebilecek gibi gözükmüyor. Dökümhaneler olarak pik demir konusunda yurt dışına muhtaç durumdayız. Yurt dışında arzın düşmesi, üretici ve bu işin ticaretini yapan firmaların daha yüksek fiyatlara Amerika, Çin ve diğer pazarlara satış yapabilme güçlerinden dolayı Türkiye’ye gelen malzeme miktarlarında da ciddi düşüşler yaşanıyor.

Sektörümüz İçin Kritik Bir Dönemden Geçiyoruz

Orijinal sfero pik konusunda, Türkiye’deki ithalatçı firmaların düzenli olarak malzeme getirebilme konusunda çalışma yapmaları faydalı olacaktır. Bu çalışmalara da destek vermekten kaçınmamalıyız.

Kaplamasız hurda temini konusunda ise piyasa çok ciddi sıkıntılar yaşadı ve hala yaşamaya devam ediyor. 

Pik ve hurda fiyatları için hemen hemen tüm dökümhaneler müşterileriyle bir endeks takip ediyor ve fiyatlarına yansıtıyor. Buradaki sorun bu yansımanın geç olması… Bugün artan fiyat iki ay sonraki fiyatlara yansıyor mesela. Bu durumda da bu iki aylık sürede bu artışı dökümhanelerin finanse etmesi gerekiyor ki artışların yüksek oranını düşünürsek bu gecikme ciddi bir yük getiriyor. Diğer taraftan pik ve hurda haricindeki girdi maliyetleri için genelde bir endeksleme formülü bulunmuyor. Bu artışları fiyatlara yansıtmak daha da zor oluyor. Gelinen noktada bu artışlar fiyatlara yansıtılamazsa sektörümüz ciddi mali problemler yaşayabilir diye endişe ediyorum.

Bana göre sektörümüz için kritik bir dönemden geçiyoruz. Yaşadığımız sıkıntıları önümüze koyup bir aksiyon planı geliştirmeliyiz. Firmaların bu sıkıntılarını başta müşteriler ve tedarikçiler olmak üzere tüm paydaşlara iyi aktarmalı ve beraber çözüm yolları bulmalıyız. Yoksa bu yükü tek başına dökümhanelerin yüklenmesi mümkün değil. Bu maliyet artışı ve tedarik sorunlarının kısa bir dönem yaşanıp geçeceğini düşünmek hata olur. Bundan sonra uzun bir süre böyle bir ortamda yaşayacağımızı hesap ederek hareket etmeliyiz diye düşünüyorum.

 

Uğur Demirci – Döktaş Dökümcülük Satınalma ve Stratejik Projeler Direktörü

Durağan Talep Döneminin Ardından Gelen Aşırı Talep Piyasadaki Malzeme Arzı İle Karşılanamadı

2020 yılının ilk çeyreğinde başlayan Covid-19 pandemisiyle birlikte, her sektörde olduğu gibi sektörümüzde de ciddi bir talep daralmasıyla karşılaşıldı. Talep azalmasına bu dönemde Uzak Doğu kaynaklı lojistik sorunlar ve fiyat artışları ilave oldu. Bu sorunlar özellikle aşının bulunmasıyla birlikte yılın son döneminde tüm sektörlerde umut doğuran olumlu bir kıpırdanmayı başlattı. Döküm sektörü de bu olumlu havadan en çok faydalanan sektör olarak göründü. Ancak doğaldır ki; bu iyileşme sinyalleri ertelenmiş talepleri aniden gündeme getirdi. O zaman da hammadde fiyatlarında ve tedarik zincirinde aşırı sorunlar yarattı.

Malzemenin Bulunabilmesi Fiyatından Daha Çok Daha Önemli Oldu

Ertelenmiş müşteri taleplerinin aynı anda gündeme gelmesi malzeme arzının yetersizliği karşısında ana girdilerimizde fiyat artışını doğurdu. Öyle ki malzemenin bulunabilmesi fiyatından daha çok daha önemli oldu. Örnek olarak; bir dönem kalay malzemesinin temini imkânsızlaştı. Bu durum doğal olarak benzer karakterdeki bakır fiyatlarını otomatik olarak arttırdı. Keza yine döküm sektörünün önemli tedarikçi ülkelerinden Almanya’da metal sac sıkıntısı oluştu ve birçok döküm malzemesi tedarikçisi üretim yapamadı.

Öte yandan pandemi döneminde akıllı telefon, bilgisayar, ev oyunları makinaları, oyun konsolları kullanımı arttı. Bu durum yarı iletken çip üreticilerinin bu alanlara sevkiyatlarını arttırdı. Çünkü bu dönemde otomotivde işler duruyordu. Ortamın düzelmesiyle ve otomotivin üretime dönmesiyle -üretimin aşırı hızlanmasıyla- bu sefer yeterli çip elde edilemedi. (Kalay, çip içindeki parçalarda kullanılıyor).

Yetersiz çip temini nedeniyle tüm dünyadaki otomobil fabrikaları ciddi sürelerde üretimlerini durdurmak zorunda kaldılar ve bu durum 2022 boyunca da sürecek gibi görünüyor. Otomobil üretimindeki kesintiler hem buralara yapılan satışların azalmasını hem de buralardan temin edilen hurda sacın satın alınmasını, yani Döküm Sektörünü iki yönlü olarak (satış/satınalma) negatif etkiledi ve etkilemeye devam edecektir.

Sektör, Ana Girdi Dışındaki Diğer Malzemelerin Maliyet Artışlarını Satışlarına Yansıtamıyor

Buraya kadar söz konusu ettiğimiz, Metal Döküm Sektöründe kullanılan (Pik demir, alüminyum ve diğerleri) ana girdi malzemelerinin fiyat dalgalanması arz/talep dengesinin dalgalanmasının bir sonucu olarak oluştu. Bir başka deyişle, pandemideki durağan bir talep döneminin ardından aşırı talep artışı piyasadaki malzeme arzı ile karşılanamadı. Sonuç, aşırı fiyat artışı oldu.

Metal Döküm Sektöründeki ana girdi malzemelerinin fiyat artışının yanında, bu dönemde diğer birçok kalem malzemede de fiyat artışı yaşandı. Her türlü kimyasal malzemeler ve ambalaj malzemelerinde de çok ciddi fiyat artışı ile karşı karşıya kalındı.

Ancak ana girdi malzemelerin yanında bahsedilen bu diğer malzemelerdeki artışların Döküm sektörümüzün hizmet ettiği müşterilere tam olarak yansıtabildiğini söylemek zor… Dökümhanelerin maliyetlerindeki bu artışların satış fiyatlarına yansıtılamaması, karlılıklar ve dolayısıyla sürdürülebilirlik açısından çok ciddi bir risk konusu…

 

Kadir Efe – Ferro Döküm Yönetim Kurulu Başkanı

Tüm Bu Girdilerde Yaşanan Maliyet Artışlarının Satış Fiyatlarına Yansıtılması Tam Anlamıyla Mümkün Değil

Covid – 19 pandemisi ile birlikte ürünlerin tedarik zincirinde sorunlar yaşanıyor. Hammadde ve yardımcı malzemelere erişim tamamen kaybolmamış olmakla birlikte arz tarafında hem üretim hem de lojistik kaynaklı yaşanan sorunlar nedeniyle maliyetlerimizde çok ciddi artışlar yaşıyoruz. Ana girdi maliyetlerindeki dalgalanmalar ne yazık ki Kasım 2020 tarihinden bu yana sürekli fiyat artışı yönünde kendini gösteriyor. Bu artış tüm işletmelerin sermaye ihtiyacını, alacak ve stok finansmanı nedeniyle döviz bazında neredeyse iki katına çıkardı. Maliyetlerde düzenli olarak yaşanan artış, satış fiyatlarına eş zamanlı yansıtılamadığı için karlılıklarımızı olumsuz yönde etkiliyor.

En Çok Sfero Pik İhtiyacımızın Karşılanması Konusunda Sorun Yaşadık

Ana girdi fiyatlarındaki dalgalanmaların yanında tedarik sorunları da yaşanmaya devam ediyor. Bilindiği gibi sektörümüzde kullanılan hammadde ve yardımcı maddelerin önemli bir bölümü ithalat yolu ile karşılanıyor. Lojistik sektöründe yaşanan sorunlar, artan işletme sermayesi ihtiyacı, fiyat istikrarsızlığı ve tedarikçilerimizin yüksek stoklu çalışmama yönündeki tercihleri nedenleriyle sorunlar yaşanabiliyor. Biz bu süreçte en çok sfero pik ihtiyacımızın karşılanması konusunda sorun yaşadık. Bunun ana nedeni sektörümüzün önemli pik tedarikçilerinden biri olan firmanın, Güney Afrika’daki tesislerinde yaşanan üretim sorunları ve akabinde ülkede yaşanan karmaşa nedeniyle sevkiyatlarını zamanında yapamamasından kaynaklandı.

Ana ve Yan Girdi Maliyetlerimizde Her Ay Artış Yaşanıyor

Yaşanan bu süreçte her ay girdi maliyetlerimizde artış yaşanıyor olması büyük sorun teşkil ediyor. Artan girdi maliyetleri nedeniyle sattığımız ürünü yerine koymakta zorlanıyoruz. Bunun temel sebebi ise sadece hammadde fiyatlarında değil; alyaj, yardımcı malzemeler, navlun, ambalaj maddesi, elektrik gibi neredeyse tüm maliyet kalemlerimizde döviz bazında önemli artışlar yaşanmasıdır. Bu süreci muhtemelen Eylül ayında toplu iş sözleşmesi yenilenmesi ile işçilik ücretlerinde yaşanacak artış takip edecektir.

Şu an çok gündem oluşturmayan ancak bu sene ülkemizde yaşanan kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerinden elektrik üretiminin düşük seviyede olması sebebiyle ve kömür/doğalgaz ile üretim yapan tesislerde maliyet artışları nedeniyle son iki ayda elektrik maliyetlerimizde de inanılmaz artışlar yaşanıyor. Elektrik piyasa takas fiyatı (PTF) Temmuz ayında Mart – Nisan 2021 ayları ortalamalarına göre yüzde 70 seviyesinde artış gösterdi. Sektörümüzün çok önemli maliyet kalemlerinden biri olan elektrik fiyatlarında yaşanan bu artış karlılığımızı olumsuz etkiliyor.

En Büyük Avantajımız Talep Artışı Nedeniyle Yüksek Kapasite İle Çalışmamız Oldu

Sektörümüzde genellikle siparişe yönelik üretim yapılıyor ve ürün verdiğimiz her müşteri ile farklı bir hesaplama yöntemi ile çalışılıyor. Tüm bu girdilerde yaşanan maliyet artışlarının satış fiyatlarımıza yansıtılmasının tam anlamıyla mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Basic pik ile sfero pik arasında daha önce yaklaşık 40-50 USD fark olmasına rağmen şu anda fark yaklaşık 140-150 USD’ye yükseldi. Bu durum yüksek kaliteli döküm yapan firmalar için büyük olumsuzluk yaratıyor. Özellikle hammadde fiyatlarında yaşanan artışın son bulması ve fiyatların normalleşme sürecine girmesi bekleniyor.

Sektörümüzün bu dönemdeki en büyük avantajı ise talep artışı nedeniyle yüksek kapasite ile çalışılması oldu. Yüksek kapasitenin getirdiği verimlilik, oluşan girdi maliyet zararlarının azaltılmasında yardımcı olduğu söylenebilir. Aksi bir durum tüm sektörümüz için telafisi zor sonuçlara yol açabilirdi.

Metal Döküm Sanayimiz tedarik zincirinin zarar görmemesi için tüm imkanlarını seferber ederek, tüm paydaşlarına yönelik edinimlerini zamanında yerine getiriyor. Bu edinimlerini yerine getirirken pandeminin oluşturduğu şartlar nedeniyle çeşitli maliyetlere de katlanıyor. Bu durumun sürdürülebilir olması için tüm tarafların birbirine empati ile yaklaşması ve piyasa koşulları gereği oluşan maliyetlerin hakkaniyet ölçüsü ile satış fiyatlarına zamanında yansıtılması önem arz ediyor.

 

Ali Esat Kutmangil – Kutes Metal İcra Kurulu Başkanı

ArtanMaliyetlerimizi Eskalasyon Anlaşmaları ile Kısmi Olarak Satışlarımıza Yansıtmaya Çalışıyoruz

Covid-19 pandemisiyle birlikte metal döküm sektörümüzde de hammadde ve sarf malzeme fiyatlarında artışlar gerçekleşti. Dönem dönem de tedarikte ve lojistik hizmetlerinde aksamalar yaşandı. Ana girdi maliyetlerindeki dalgalanmalar kar marjlarında bozulma riski oluşturuyor. Bu da sektörü, müşteri ile üç ayda bir yapılan eskalasyon anlaşmalarını ayda bir yapmaya yönlendirmekte…

Bu dönemde en çok bir takım hurda çeşitleri, filtre, kömür tozu gibi bazı ürün gruplarında, talep artışı nedeniyle üreticiler belli dönemlerde talebi karşılamakta zorlandılar ve zorlanmaya devam ediyorlar. Tedarik sorunlarının aşıldığını söyleyemeyiz; sorun devam ediyor.

Yükselen girdi fiyatlarını Metal Döküm Sanayimiz kendi satış fiyatına “eskalasyon” anlaşmaları ile kısmi olarak yansıtmaya çalışıyor. Ancak gerçek girdi maliyetleri ile eskalasyon verileri tam olarak paralellik göstermediği için parça fiyatı artış gösterse dahi karlılıklar düşüş yönünde seyrediyor. Enflasyonlu ortamın döküm sektörünün karlılığına uzun vadede negatif yansımalarını göreceğimizi değerlendiriyoruz. En emek yoğun sektörlerin başında gelen döküm sektörünün sürdürülebilir olabilmesi için proje bazlı maliyetlerin doğru hesaplanabilmesi en önemli öncelik olmalıdır. 

 

Bülent Özgümüş – Özgümüş Döküm Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Hammadde Fiyatlarında Son Dönemde İstikrar Görünüyor

Girdi fiyatlarındaki dalgalanmalar aslında pandemiden çok başta Brezilya’daki cevher yataklarının bulunduğu bölgedeki sel felaketi olmak üzere fiziki koşulların olumsuzluğundan kaynaklandı. Son dönemlerde dünyada pandeminin azalması ve kontrol altına alınması ile ertelenen taleplerin hayata geçmesi ile de hammaddeye olan talep arttı. Bu durum da fiyatları yukarı çekti. Bu süreçteki astronomik fiyat artışları ana sanayi ve yan sanayi arasındaki fiyat dengesini bozdu. Ancak bu bir dünya gerçeği olduğu için sonunda bir noktada uzlaşılarak yola devam ediliyor.

Ana girdi maliyetlerindeki dalgalanama sadece yeni fiyatların oturtulmasında sorunlara yol açtı. Orta uzun vadeli sipariş ve kontratlarda yeni fiyatlar devreye girmeden yüksek fiyata hammadde girişi oldu. Bu, daha çok yan sanayi olarak çalışan döküm sektörünün aleyhine gelişti. Ancak fiyat dalgalanmaları döküm üretiminde bir sorun yaratmadı.

Bu dönemde ürün temininde bir sorun yaşamadık. Sadece döviz kurunda yaşanan aşırı oynaklıktan dolayı ithalatçı firmalar alyaj malzemelerinde stok tutmaktan kaçınınca zaman zaman malzeme temininde göz ardı edilebilecek küçük aksaklıklar meydana geldi.

Yükselen girdi fiyatlarını Metal Döküm Sanayimiz kendi satış fiyatına biraz gecikmeli de olsa yansıtabiliyor. Son dönemlerde hammadde fiyatlarında istikrar görünüyor, bu şekilde devam ederse oturan fiyatlarda önemli bir sorun çıkacağını öngörmüyoruz.

 

Mehmet Özalp – Silvan Sanayi Teknik Müdürü

Yüzde 15’lere Varan Maliyet Artışlarının Tamamını Satış Fiyatlarına Yansıtmak Kolay Değil

Hurda ve alyaj fiyatlarında özellikle 2020 yılının dördüncü çeyreğinde başlayan artış eğilimi 2021 yılında da hız kesmedi. Yüksek talepten kaynaklı olarak başlayan bu eğilim, tedarik ve lojistik zincirinde oluşan kırılmalar sebebi ile artarak ve tahmin edilemez bir şekilde devam ediyor. Bu durumda dökümhanelerimizin üretim maliyetlerini sürekli gözden geçirmeleri gerekiyor. Artan girdi fiyatlarının ürün fiyatlarına yansıtılmasının zorluğundan dolayı sene başında yapılan bütçelerin tutturulması da mümkün olmayacak. Zorunlu olarak yapılan fiyat artışları da bazı durumlarda dökümhanelerimizi müşteri kaybı riskiyle karşı karşıya getiriyor.

Bu dönemde, bildiğim kadarıyla Çin’de üretilen ürünlerin temininde konteyner kaynaklı sorunlar yaşanıyor. Amerika ve Çin arasındaki ticaret dengesinin bozulması sebebiyle Çinli ihracatçıların konteyner bulmakta zorluk çektiğini duyuyoruz. Bu durum Çin’de üretilen ürün fiyatlarının da navluna bağlı olarak artmasına sebebiyet veriyor. Hammaddesinin Çin’de üretilmesi sebebiyle furan reçinesinde böyle bir sorun yaşandığını tahmin ediyorum.

Maliyetlerin Tamamını Satışa Yansıtmak Zor

Dökümhanelerimizin yükselen girdi fiyatlarını satış fiyatlarına yansıtmadan faaliyetlerini sürdürebilmeleri oldukça zor görünüyor. Sadece hurda sac fiyatlarının bile bir sene öncesine göre 0.2 Dolar/kg mertebesinde artış gösterdiği bir ortamda mevcut fiyatları korumak pek de mümkün değil. Bu kaçınılmaz duruma rağmen müşterilerle yapılan sözleşmelere bağlı olarak maliyet artışlarının tamamını yansıtmak da mümkün olamıyor. Maliyetlerdeki artışlar belli bir oranda yansıtılabilse bile hammadde artışını belirleyen sözleşme şartları dökümhanelerin nakit akışlarını olumsuz etkiliyor. Diğer girdilerdeki fiyat artışlarını yansıtmak da dökümhaneler için oldukça yıpratıcı bir süreç… Çoğu zaman müşteri bu duruma olumlu cevap vermiyor ve en iyi ihtimalle artan maliyetin bir kısmını yansıtmak mümkün olabiliyor. Refleks olarak müşteriler de alternatif tedarikçi arayış sürecini başlatabiliyor. Açıkçası böylesine zorlu ekonomi dinamiklerinin hâkim olduğu dönemlerde, dökümhanelerimizin ürettiği değer olarak konumlarını iyi bilmeleri ve fiyat stratejilerini de bu farkındalıkla oluşturmaları gerekiyor.

Girdi maliyetlerinin yükselmesine paralel olarak, DolarEuro paritesindeki dalgalanmaların da ürün maliyetlerine etkisini unutmamak lazım. Tahmin ediyorum ki, girdilerdeki fiyat artışlarının başlamasından bu yana birçok dökümhanemiz, reçetelere bağlı olarak yüzde 10-15’lere varan maliyet artışları ile karşı karşıya kalmışlardır. Sektör genelinde bu oranların tamamının fiyatlara yansıtılabildiğini zannetmiyorum. Haliyle bu dönem zarfında çoğu dökümhanemizin hedef bütçelerini yakalaması zor görünüyor.

Sektörüne Bağlı Olarak Siparişlerde Önemli Artışlar Yaşanıyor

Pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin geride kalmasıyla beraber, sektörüne bağlı olarak faz farkıyla siparişlerde önemli artışlar yaşandı ve bu durumun devam etmesi bekleniyor. Arz/ talep dengesinde talebin ağır bastığı süre boyunca girdi maliyetlerindeki artışın fiyatlara yansıtılabilmesini beklerim. Bana göre bu durum arz/talep eğrilerinin kesiştiği noktada sürdürülebilirliğini yitirecektir.

Bizim hizmet verdiğimiz sektörler için 2021’in ikinci çeyreğinde yaşanmaya başlayan sipariş artışının 2022 senesinde de devam edeceğini ve 2023 sonuna kadar da siparişlerin yüksek seviyelerde gerçekleşme beklentisi olduğunu ilgili yayınlardan takip ediyoruz. Bu süreçte maliyetlerimizi iyi hesaplayıp doğru fiyatlarla çalışmayı hedeflemeliyiz.

Döküm sanayimizin üretim tonajı açısından Avrupa ikinciliğini perçinleyeceği ve artan taleplere paralel olarak, pandemi dönemindeki kayıplarını telafi edebileceği senelerin önümüzde olduğunu düşünüyorum. 

Derneğimizin yürüttüğü istatistik çalışmalarından, Türk döküm sektörünün pandemi sürecini ve sonrasını başarıyla yönettiğini görüyoruz. Önümüzdeki süreçte de herkese sağlık dolu günler, başarılar ve hayırlı kazançlar dilerim.

 

Metin Yazkan – Yazkan Döküm Genel Müdürü

Bu Dönemde Sfero Pik’te Alternatif Tedarikçileri Kaybettik

Covid-19 pandemisiyle birlikte girdi fiyatlarında önemli dalgalanmalar yaşanıyor. Metal fiyatındaki artışları müşterilerimize yansıtabiliyoruz. Ancak yaklaşık bir yıldır her malzemede yaşanan, özellikle ferro alyajlardaki artışları yansıtamadığımızı söyleyebiliriz. Bunun yanında ambalaj fiyatları, ahşap ve plastik malzemelerde ciddi artışlar oldu. Bunları yansıtamamamız karlılıkta azalmaya sebep oluyor.

2020 yılının özelliklede ikinci yarısından sonra sektördeki toparlanmayı görebiliyoruz.

Biz de 2020 mayıs ayından itibaren çok yoğun sipariş artışları yaşadık ve bu siparişler devam ediyor. Fiyat değişimleri ise fazla stok yapmamızı engelliyor, zaman zaman malzeme tedarikinde sıkıntılar yaşıyoruz. Bu arada fırsatçılık yapan tedarikçilerin de karşımıza çıktığını söyleyebiliriz.

Bu dönemde en çok sfero pikte alternatif tedarikçileri kaybettik. Belli bir tedarikçiye kaldık.

Sfero Pik ve Ferro Alyajlarda Yerli Üretim Mutlaka Olmalı

Yine fiyat dalgalanmaları ve tedarikte yaşanan sorunlarla birlikte girdi fiyatlarındaki maliyet artışımızı tam olarak satışlarımıza sektör olarak yansıttığımızı söyleyemiyoruz. Bir an önce fiyat artışlarının düşmesini ve belli bir dengede tutulmasını umuyoruz.

Sfero pik ve ferro alyajlarda yerli üretim mutlaka olmalı; bu malzemelerin ülkemizin cari açığını kapatmaya ne kadar katkıda bulunacağı raporlanıp yetkililere bildirilirse çalışma yapılabilir ve üreticiler teşvik edilebilir.

 

TÜDÖKSAD, Dünya Dökümcüler Birliği ve Avrupa Dökümcüler Birliği Üyesidir.

İŞ BİRLİKLERİMİZ

TÜDÖKSAD, CHROMAFOR (Erasmus+ KA202) projesinin bir ortağıdır.
TÜDÖKSAD, Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformunun bir üyesidir
Rakamlarla TÜDÖKSAD
6.5 Milyar

Türkiye Döküm İhracatı (Euro)

2

Türkiye'nin Avrupa Döküm Üretim Sıralaması

1976

Kuruluş Tarihi

194

TÜDÖKSAD Üyelerinin Sayısı